ŞUABU’L-İMAN

62.ŞU’BE: Selam’a Karşılık

 

Selam’a Karşılık Vermek

 

Yüce Allah: "Ey iman edenler! Evlerinizden başka evlere, izin almadan ve selam vermeden girmeyiniz"[Nur 27] buyurmuştur. Yüce Allah daha uygun ve güzel olduğu için selam vermeyi emretmiştir.

 

Yine: "Evlere girdiğiniz zaman Allah tarafından mübarek ve güzel bir yaşama dileği olarak kendinize selam verin''[Nur 61] buyurmuştur ki "kendinize" ifadesinden kasıt birbirinize'dir. Bu şekilde selam veren kişi, Yüce Allah'ın em rettiği terbiyeyi takınmış, yine emrettiği şekilde müslüman kardeşlerine esenlik dilemiş olur.

 

Yüce Allah yine: "Size bir selam verildiği zaman, ondan daha iyisiyle selam verin veya ayniyle mukabele edin''[Nisa 86] buyurmuş, selam veren kişiye verdiği selamdan daha iyisiyle veya aynısıyla karşılık verilmesini emretmiştir. Selam vermenin bir esenlik dileme olduğunu daha önce belirtmiştik. Bundan dolayı kendisine selam verilen kişi, selamı veren müslüman kardeşine bu selamın daha iyisiyle veya aynısıyla karşılık vermesi gerekmektedir. Aynısıyla karşılık verildiği zaman da kişinin verdiği selamın aynısı kendisine de verilmiş olur.

 

Selama karşılık vermeden kasıt da selam veren kişiye "Ve aleykumu'sselam" karşılığını verme veya buna ek olarak "Ve rahmetullahi" eklemesini yapmakla olur. Müslüman kişi "es-Selam u aleykum ve rahmetullahi" şeklinde selam verdiği zaman ona "Ve aleykumu's-selamu ve rahmetullahi ve berekatühü" şeklinde karşılık verilir. Şer'ı olarak verilen veya alınan selamın lafzı bu şekildedir.

 

Halimi der ki: "Verilen selam esenlik ve hayır anlamında olsa da buna karşılık vermek farzdır. Zira selam vermek eman vermek gibidir. Birine selam veren kişi, kendinden yana o kişiye karşı herhangi bir kötülüğünün dokunmayacağını bildirmiş demektir. Emanın hükmü de iki kişi arasında farklı olacak değildir. Bu bakımdan biri diğerinden yana güven içinde ise karşı tarafın da güven içinde olması lazım gelir. Kişi birine selam verdiği zaman da karşı tarafın sessiz kalmaması lazımdır. Zira böylesi bir durumda sessiz kalıp cevap vermeyen kişi selam veren kişiyi endişeye düşürmüş ve kötülük yapacağı izlenimini vermiş olur. Bundan dolayı selama karşılık vermek gereklidir."- Halimi, el-Minhac (3/326).

 

 

 

8665- Ebu Said'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Yollarda oturmaktan uzak durun! Şayetilla yolda oturacaksanız yol sorana yolu gösterin, haksıZlığa uğrayana yardım edin, selam verenin selamını alın ve iyiliği emredip kötülükten alıkoyun. ''

Buhari, Sahih'de Abdullah b. Muhammed - Ebu Amir - Züheyr kanalıyla rivayet etti.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. - Buhari, istizan (7/126).

 

 

 

8666- Ebu Said el-Hudri der ki: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yollarda oturmaktan sakının!" buyurunca: "Ey Allah'ın Resulü! Ama bu bizim için kaçınılmaz bir şey! Zira oralarda oturup sohbet ediyoruz!" dediler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Eğer oturmak zorundaysanız o zaman yola hakkını verin!" buyurunca: "Ey Allah'ın Resulü! Yolun hakkı ne ki?" dediler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bakmamanız gereken şeylerden gözleri çevirmek, kimseyi rahatsız etmemek, verilen selamı almak ve iyiliği emredip kötülükten alıkoymaktır" buyurdu.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. Ebu Ya'la, Müsned 2/441-442 (273) ve Beyhaki, es-Sünenü'l-Kübra (10/94) ile Adab (204).

 

 

 

8667- Başka bir kanalla bir önceki hadisin aynısı "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu" lafzıyla rivayet edilmiştir.

Müslim bunu Muhammed b. Rafi' - İbn Ebi Füdeyk - Hişam b. Sa'd kanalı yla rivayet etti. - Buhari, libas (2/1676) ile selam (2/1704).

 

 

 

8668- Ebu Said el-Hudri der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yollarda oturmaktan sakının!" buyurunca: "Ey Allah'ın Resulü! Ama bu bizinı için kaçınılmaz bir şey! Zira oralarda oturup sohbet ediyoruz!" dedik. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Eğer oturmak zorundaysanız o zaman yola hakkını verinı" buyurunca: "Ey Allah'ın Resulü! Yolun hakkı ne ki?" dedik. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bakmamanız gereken şeylerden gözleri çevirmek, kimseyi rahatsız etmemek, verilen selamı almak ve iyiliği emredip kötülükten alıkoymaktır" buyurdu.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. Ahmed} Müsned (3/47).

 

 

 

8669- Ebu Talha der ki: Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında otururken: "Neden yollarda oturuyorsunuz?" diye sordu. "Sohbet ediyoruz" dediğimizde: "O zaman bu oturmaların hakkını verin" buyurdu. "Hakkı nedir?" diye sorduğumuzda: "Selama karşılık vermektir" buyurdu.

 

Tahric: İsnadı sahih olan mürsel ve mevsul bir hadistir. Müslim} selam (4).

 

 

 

8670- Ma'mer'in Zühri'den, İbnu'l-Müseyyeb'in de Ebu Hureyre'den bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur. "Müslümanın Müslüman kardeşi üzerinde beş hakkı vardır. Bunlar da selamına karşılık vermek, aksırdığı zaman ''Yerhamukallah'' demek, hastalandığı zaman ziyaretine gitmek, öldüğü zaman cenazesine katılmak ve davetine icabet etmektir. "

Müslim, Sahih'de Abd b. Humeyd kanalıyla Abdurrezzak'tan rivayet etti.

 

Tahric:' Isnadında kopukluk vardır. - Müslim, selam (2)

 

 

 

8671- Muhammed b. Yahya der ki: Abdurrezzak bize bunu rivayet ederken: "Ma'mer bu hadisi çokça mürsel olarak rivayet ederdi" dedi.

 

İsnadı mürseldir.

 

 

 

8672- Hişam b. Amir der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim: "Bir müslümanın müslümanla üç günden daha fazla dargın kalması caiz değildir. Dargın kaldıkları süre içinde de haktan yüz çevirmiş demektirler. Birinin önce davranıp barışmaya çalışması dargınlığına kefaret olur. Şayet selam verir de diğeri onun selamını almazsa bu selamma melekler karşılık verirler. Şayet dargm iken ölürlerse ikisi birlikte cennette asla birlikte giremezler.''

 

Tahric: İsnadı sahihtir. Ahmed, Müsned (4/20), Ebu Ya'la, Müsned 3/126-127 (1557), Taberani, M. el-Kebir 22/175 (454), İbnu'l-Ca'd, Müsned 1/654-655 (1568), Tayalisi, Müsned (s. 170) ve Buhari, el-EdEbu'I-Müfred (402- 406) Bak: Heysemi, Mecmau'z-zevaid (8/66).

 

 

 

8673- Mübarek b. Fadale bildiriyor: Hasan( -ı Basri), "Size bir selam verildiği zaman, ondan daha iyisiyle selam verin veya ayniyle mukabele edin''[Nisa 86] buyruğunu açıklarken şöyle demiştir: "Müslüman kardeşin ''Allah'ın selamı üzerine olsun'' diye sana selam verdiği zaman sen de ona: ''Allah'ın selamı ve rahmeti senin de üzerine olsun'' şeklinde karşılık ver. Sana ''Allah'ın selamı ve rahmeti sizin de üzerine olsun'' demediği zaman sen de ona verdiği şekliyle yani ''Allah'ın selamı senin de üzerine olsun'' şeklinde karşılık ver. Sadece ''Senin de üzerine'' şeklinde cevap verme.''

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Suyuti, Dürrü'l-Mensur (2/606).

 

 

 

8674- Ebu Cafer el-Abbadi der ki: Abdullah b. Ömer'in yanında otururdum. Biri kendisine selam verdiği zaman aynı ile selamı alırdı. Kişi ona: "Allah'ın selamı üzerine olsun" dediği zaman o da: "Allah'ın selamı üzerine olsun" karşılığını verirdi. 

 

Tahric: Beyhaki'nin hocası ile onun da hocasInı tanımıyorum. İbn Sa'd, Tabakat (4/156-157) ve İbn Ebi Şeybe, Musannef (8/423) Bak: Suyuti, ed- Dürrü'l-Mensur (2/606).

 

 

 

8675- Zühre b. Ma'bed bildiriyor: Adamın biri Urve b. ez-Zübeyr'e: "Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun" diye selam verince, Urve: "Bize, karşılık olarak verecek bir şey bırakmadı. Zira selam bereket dilemeyle biter" dedi.

 

Tahric: İsnadı ceyyiddir. Suyuti, Dürrü'l-Mensur (2/606).

 

 

 

8676- İbn Abbas der ki: "Gelen mektuba cevap yazmanın, verilen selama karşılık vermek kadar gerekli olduğunu düşünüyorum.''

 

Tahric: Beyhaki'nin hocasInı tanımıyorum. Buhari, el-Edebu'l-Müfred (1117), İbnu'l-Ca' d, Müsned (2490), İbn Ebi Şeybe, Musannef(9/34) ve Bağavi, Şerhu's-Sünne (12/268).

 

Bir sonraki konu için aşağıdaki link’e tıklayın:

 

Ehl-i Kitab'dan Olanların Selamına Karşılık Vermek